PARTIYA DEMOKRAT´A KURDISTAN - XOYBUN

PDK - XOYBUN



Irak Kürdistan bölgesi anayasası üzerine bazı düşünceler ...


Osman Aydın - BİA (akt.)


Kürdistan Bölgesel Anayasası Taslağında Kürtlerin yanısıra Türkmen, Keldani, Asuri gibi azınlıkların hakları da güvenceye alınıyor, bu dillerde öğrenim yapılacağı öngörülüyor. Anayasaya göre işkence yasak, gösteri, sendika kurma özgürlüğü güvencede.

Türkiye'de çeşitli çevrelerin savaş sebebi saydığı Irak Kürdistan Bölgesi Anayasası Taslağı; "Genel Hususlar", "Temel Haklar ve Sorumluluklar", "Kürdistan Bölgesel Yetkilileri", "İdari Otorite", "Yönetim ve Belediye Konseyleri", "Mali Konular", ve "Çeşitli" gibi başlıkların olduğu 77 maddeden oluşuyor.

"Kürdistan Bölgesi, Federal Irak Cumhuriyeti'nin bir bölgesi olarak, çok partili, demokratik, parlamenter ve cumhuriyetçi bir siyasal sisteme sahip olacaktır." maddesiyle başlayan anayasa taslağında Kürdistan Bölgesi'nin sınırları 2. maddede şöyle çiziliyor: Kürdistan Bölgesi, 1970 öncesindeki sınırlarıyla Kerkük, Süleymaniye ve Erbil Vilayetlerinden, Duhok ve yanı sıra Aqra, Şeikhan (Şexan), Sincar bölgelerinden, Ninova Vilayerindeki Zimar alt-bölgesinden, Diyala Vilayetindeki Xanıqın ve Mandalı bölgelerinden ve El-Wasit Vilayetindeki Badra bölgesinden oluşur.

"Azınlıkların dilinde öğrenim yapılacak"

"İktidar halka aittir, çünkü iktidarın meşruiyet kaynağı halktır" maddesiyle devam eden taslak Kürdistan Bölgesinin Türkmen, Asuri, Keldani ve Arap ulusal azınlıklarından oluştuğu ve bu anayasanın söz konusu azınlıkların haklarını tanıdığı belirtiliyor, başkent olarak Kerkük gösteriliyor. Türkmen, Asuri, Keldani dillerinin Kürtçe'ye ek olarak öğretiminin yapılacağının belirtildiği anayasaya göre Arapça öğrenimi de zorunlu.

Anayasa taslağında "Irak Federal Cumhuriyeti'nin" bayrağına ek olarak, Kürdistan bölgesinin özel bir bayrağa sahip olacağı ve bu durumun yasa ile düzenleneceği ifade ediliyor.

Anayasa taslağında dikkat çeken bazı maddeler de şöyle:

İşkence yasak, ifade özgürlüğü güvence altında


* Bireyler ya da onların malları, yasada tanımlanan koşullar dışında aranamaz. Bireyin güvenliği korunacaktır, ister fiziksel ister psikolojik olsun, işkencenin her türü yasaktır.

* İfade, basım, yayın, basın, toplanma, gösteri, siyasi parti, sendika ve dernek kurma özgürlüğü yasa ile güvence altına alınacaktır.

* Siyasi mülteciler ülkelerine iade edilmeyeceklerdir.

* Kürdistan Bölgesi devlet başkanının görev süresi beş yıldır.

Kürdistan Bölgesi Devlet Başkanının yemini

Anayasa taslağında Kürdistan Bölgesinin Devlet Başkanı sorumluluklarını üstlenmeden önce, Kürdistan Bölgesel Meclisi'nde şu anayasal görev yeminini etmesi gerekiyor:


"Kürdistan halkının haklarını, başarılarını ve çıkarlarını koruyacağıma, Irak Federe Anayasası ile Kürdistan Bölgesi Anayasasına riayet edeceğime, görevimi sadakatle, tarafsızca ve samimiyetle yerine getireceğime Yüce Tanrı adına yemin ederim." (HA/BB)



15.10.2002


YORUM: Makale yazarı: Osman Aydın (akt. kurdinfo.dk)

Irak Kürdistan bölgesi anayasası üzerine bazı düşünceler

KDP tarafından hazırlanan federe bir devlet anayasası tasarısı, anayasa hukuku tekniği açısından sistematik, kısa, özlü ve pozitif hukuk normlarına uygun hazırlanmıştır.

(11 Eylül) — Güney Kürdistan'ın Saddam sonrası stataüsü konusunda KDP ile YNK'nin aralarında büyük ölçüde sağlamış oldukları konsensüs sonucu, KDP tarafından "Irak Kürdistan Bölgesi Anayasası" başlığıyla hazırlanan metin, Kürt siyasi tarihinde son derece önemli bir niteliğe sahip olmanın ötesinde Kürt siyasi hukuk tarihi açısından modern anlamda ilk anayasal belge olması açısından da değerlidir. Bu belge, henüz kurucu meclis veya referandum yolu ile halk tarafından onaylanmadığından, "tasarı" olarak nitelemek gerekir.

Irak'ın toprak bütünlüğü içinde Kürdistan'ın federe bir devlet olarak Irak merkezi yönetimine bağlı olma esasından hareketle hazırlanan bu siyasal ve hukuksal belge, hazırlanırken hem bölgedeki dengelerin, hem de Kürdistan'ın iç dinamikleri arasındaki dengelerin dikkate alındığı görülmektedir. Bu belgede hukuksal endişeler siyasal endişelerin ardında kalmaktadır. Böyle olması, Kürdistan'ın ve bölgenin konjonktürel durumunun sonucudur.

Üniter devlet ile bu devlete karşı bağımsızlık için mücadele eden güçler arasındaki siyasal ihtilafın çözümünde tarafların siyasal/yönetsel modelde buluşma noktalarından biri federasyon olmaktadır. Bu bakımdan federasyon modeli, ulusal meselenin siyasal çözümünde hem tarafların buluşabilecekleri önemli bir pozisyon, hem de ileri sıçramalar için önemli bir duraktır. Başka bir söylemle federal sistem, iki farklı istem arasındaki uzlaşmanın kurumsallaşmasıdır. Federal anayasalar bu uzlaşmananın koşullarını belirler. Federal devlet, iktidarın iki yönetim düzeyi arasında bölünmesini/bölüşülmesini ifade eder. Yani artık yönetimlerin bağımsızlığından değil, karşılıklı bağımlılığından söz edilir. Hazırlanan anayasa tasarısı, bu genel karakterleri içermektedir ve bu noktalarda başarılı bir düzenlemedir.

Bu hukuksal ve siyasal belge, federe bir devlet anayasası tasarısı olduğu için, doğal olarak kısa bir metin olarak hazırlanmıştır. Anayasa hukuku tekniği açısından bakıldığında sistematik, kısa, özlü ve pozitif hukuk normlarına uygun hazırlandığı görülür. Bu siyasal belgenin diğer önemli bir karekteri ise coğrafi bölge (territoriality) esasna göre federe bir örgütlenmeyi hedeflerken, topluluk esasını da önemli ölçüde dikkate almaktadır. Federalizm yalnız hukuksal bir konu olarak düşünülemez. Sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel boytları ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir yapıdır. Bu siyasal belge bu unsurları gözettiği ve düzenlediği için modern federe devlet tanımını da yapmaktadır.

Sözkonusu anayasa taslağı, giriş bölümünden ve 77 maddeden oluşmaktadır. Maddelerden oluşan bölüm ise 6 kısımdır.

Giriş bölümünde kısaca Güney Kürdistan'ın son yüzyıl içindeki mücadelesi ve bu dönem içinde Kürtlerin self determinasyon hakkının dayanağı olan siyasal ve hukuksal belgeler anlatılmaktadır. Bu ulusararası hukuksal ve siyasal belegeleri anmakla yetineceğim.

1 – Sevr Andlaşması,

2 – 25 Aralık 1922 tarihinde İngiltere ve Irak Hükumeti'nin Kürtler'in kendi yönetmlerini kurmalarını kabul eden Deklaresyonu,

3 – Irak'ın Milletler Cemiyetine üye olarak kabul edilmesinin şartı olarak Irak Devleti'nin 30 Mayıs 1932 tarihli yayınladığı Deklaresyon (madde 10),

4 – Irak'ın 1958 Geçici Anayasası (madde 3),

5 – Irak Hükumeti ile Kürtler arasında imzalanan 11 Mart 1970 tarihli Otonomi Andlaşması,

6 – Birlişmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 Nisan 1991 tarihli ve 688 sayılı kararı.

7 – Irak Devleti'nin 25 Ocak 1971 de imzaladğı uluslararası andlaşma ile kabul ettiği Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Hakların Korunmasına ilişkin Konvansiyon.

Görülüyor ki Kürdistan Federe Anayasa tasarısının, hukuksal meşruiyeti uluslararası hukuki ve siyasi metinlere dayandırılmaktadır.

Anayasa taslağının birinci kısmında genel esaslar düzenlenmiştir. Devletin niteliği tanımlanırken, çok partili, demokratik, parlamenter ve cumhuriyetçi bir siyasal sistem olarak nitelenmektedir. Burada devletin hukuki niteliğinin belirtilmemiş olması önemli bir eksikliktir.

İkinci kısımda temel hak ve sorumluluklar düzenlenmiştir. Herkesin yasalar karşısında eşit haklara sahip oldukları hususunun düzenlenmesi, kişi hak ve özgürlüklerinin önemli güvencesidir. Ancak bireylerin sorumluluklar açısından da yasalar karşısında eşitliği hususunun düzenlenmemiş olması anayasa hukuku sistematiği ve birey eşitliği açısından bir eksiklik olarak değerlendirilebilir.

Üçüncü kısımda Federe devletin güçlerinin hak ve yetkileri düzenlenmiştir. Açık hüküm bulunmamakla birlikte her bölümdeki düzenleme tek tek incelendiğinde Federe devlette kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir. Özellikle Yargı erkinin mutlak bağımsızlığının açıkça belirtilmiş olması modern anayasaların benimsediği ölçütlere uygun bir durumdur.

Burada dikkat çeken önemli bir husus, kuvvetler ayrılığı esası benimsenmiş olmasına karşın, yürütme erkinin daha büyük yetki ve insiyatifle donanmış olmasıdır. Bu düzenleme, yürütme erkinin yasama erkini denetliyebileceği endişelerini davet etmektedir.

Yürütme erki içinde yer alan Federe Devletin Başkanınınn yetkilerine bakıldığında, Federe devletin başkanlık sistemine uygun yönetileceği anlaşılmaktadır. Bu durum ise, uygulamada kurumlar arası tolerans ve denge gözetilmezse, yasama erkinin bağımsızlığını büyük ölçüde sınırlayan bir durum olabilir.

Gerek ileride şekillenecek Irak devletinin biçimi konusunda Kürdistan yöneticilerinin düşünce ve endişeleri, gerek Irak devletinin kırallık ve cumhuriyet dönemminde devlet yönetimindeki tek kişilik otorite geleneği ve gerekse Kürtlerin tarihsel ve sosyal statülerinde yer eden lider (şef) unsururun önemi dikkate alındığında başkanlık sisteminin ağırlıklı tercih olması hem anşalır bir durum olmakta, hem de soyal ve tarihsel realiteye uygun düşmektedir. Ancak önemli olan bu güçleri denetleyen hukuksal ve siyasal mekanizmaların oluşturulmasıdır.

Anayasa tasarısında dikkat çekici bir husus da millet vekillerinin ve Federe Devlet Başkanının göreve başlarken yapacakları yemindir. Yemin çok kısa özlü ve modern unsurları içermektedir. Bu yeminde taahüt edilen hususlar, Kürdistan halkının haklarını, başarılarını ve çıkarlarını korumaktır. Devlet başkanı ve milletvekilerinin bu korumayı sadakat, tarafsızlık ve içtenlikle yapması hususu yeminde yer almaktadır.

Bu siyasal belgenin Kürt toplumunun ve Kürdistan'ın gerçekleri ile çakışır nitelikte olması, onun uygulamadaki başarı şansını arttırmaktadır.