PARTIYA DEMOKRAT´A KURDISTAN - XOYBUN

PDK - XOYBUN



Şehid Sait Elçi Askeri ve Siyasi Eğitim Kampındaki PDKT Pêşmergesiyle röportaj : ( 1 )



Şehid Sait Elçi Askeri ve Siyasi Eğitim Kampına katılmış dönemin PDKT peşmergesiyle yaptığım röportajı siz deyerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Bu roportajı yayınlamamızdaki amaç karanlıkta kalan gerçekleri gün ışığına çıkarmak ve kamu oyunu bilgilendirmektir. PDKT' nin neden büyüyemediğini ve bu günkü durumunu anlamak açısından sanırım bu röportaj azda olsa bir perspektif niteliyi taşıyacaktır.

Azad Aydın : Sayin M. A. Öncelikle bize vakit ayırıp röportaj teklifimizi kabul etiyiniz için teşekür ederim.

M. A. : Eyer bu röportaj sürece bir katkı görevi yaparsa bundan onur duyarım.
Bu arada web siteniz http://www.pdk-xoybun.com çok güzel olmuş. Umarım böyle devam edersiniz.

Azad Aydın : Bize kendinizi kısaca tanıtırmısınız ?

M. A. : Ben 1973 yılında Elazığ Maden de doğdum. Lise mezunuyum. Üniversite sınavlarına girmek üzere gitiyim Diyarbakır da Şehid Sait Elçi Askeri ve Siyasi Eğitim Kampına katılma kararı vererek, siyasete atılma kararı aldım. Aslında 10 yaşından beri siyasetin içindeyim. Ailemizin yürtsever oluşundan dolayı lisedeykende defalarca göz altına alındım.

Azad Aydın : Neden Şehid Sait Elçi Askeri ve Siyasi Eğitim Kampına katıldınız. Üniversiteye gitmek dahada iyi deyilmiydi ?

M. A. : Ben özgür ve bağımsız bir Kurdistan için yani Ulusal Kurtuluş Mücadelesine hazırlanmak için bu kampa katılma kararı verdim. O dönemde bunu zorunluluğun ve özgürlüyün gereyi olarak gördüm. Üniversiteye devam etmem imkansızdı. Çünkü ulusal bilincim doruk noktasına ulaşmıştı. Legal alanda kalmam imkansızlaşmıştı. Her yerde aranıyordum. Sinava katılmış olsam bile bir şey değişmeyecekti.

Azad Aydın : Bize kamptaki yaşam koşulları açısından bilgi verebilirmisiniz ? ( Gülüşüyoruz )

M. A. : Zavita yakınlarında partinin bir merkezi vardı. Orda kalıyor siyasi ve askeri eğitim görüyorduk. Kamp sorumlumuz A. Batê idi. Güney Kurdistan surumlumuz ise rahmetli Pêşmerge Şemsedin idi. Zamanımızın çoğu eğitimle geçiyordu. Yiyeceklerimiz yani anlıyacağınız ulusal yemeğimiz olan bol bol makarna patates mercimek ve arasıra et yemek süretiyle disiplinli ve düzenli bir hayat yaşıyorduk.

Azad Aydın : Bize bir anınızı anlatırmısınız ? ( Gülüşüyoruz )

M. A. : IKDP ile YNK cephe kurmuşlardı. Bu arada silah taşımak yasaklanmıştı. Bizim iki tane pêşmerge arkadaşımız çarşıya çıkmışlardı, silahlarıda ( Kaleşnikof ) yanlarındaydı. Geri geldiklerinde silahları yoktu. Sorumlumuz silahlar nerde niye verdiniz diye kızdı. Ben ve sorumlumuz hemen IKDP nin pêşmerge sorumlusunun yanına gitik niye silahlarımızı aldınız. Vede geri istedik. Bunun üzerine IKDP li sorumlu ve biz gülmeye başladık. IKDP li sorumlu silah taşımak yasaktır arkadaşlarınıza söyleyin bir daha çarşıda silah taşımasınlar. Biz silahlarımızı geri alıp merkezimize döndük.

Azad Aydın : Çok güzel bir anıydı rica etsem bir anınızı daha bizimle paylaşırmısınız ? Teşekür ederim.

M. A. : Kongre öncesinde Ruşen Aslan ve arkadaşları Avrupadan gelmişlerdi. ( Gülmeye başlıyor ) Yaptığımız ekmek simsiyah çıkıyordu. Galiba unumuz bozulmuştu. Misafirlerimize yemek yermisiniz diye sorduk. Onlarda acıktıklarını söylediler. Bunun üzerine bir arkadaşımız gidip o simsiyah ekmekleri getirip kızmış bir şekilde önlerine koydu. Dediki bakın biz bunu yiyoruz... Bunun üzerine Ruşen Aslan ve arkadaşları kalkıp gitiler. Biz sandık ki kızıp gitiler. Yaklaşık olarak bir saat sonra yanlarında iki tane kuzuyla geri döndüler. Bizde kuzuları pişirip afiyetle yedik. Tadı halen damağımda.

Azad Aydın : Bizi kampın dağılması hakında aydınlatırmısınız ?

M. A. : Rizgari ve Ala Rizgaricilerin eski yöneticileri ( Hevgirtin sürecinden sonra ) Hevgırtın - PDK yi kurmuşlardı. Bizde bunlardan ayrılmak süretiyle 17 kişilik bir peşmerge gurubuylan Zahonun bir köyüne gitik. Sorumlumuz Tori isimli siirtli bir Kürdistanlıydı. Yanımızda sadece bir tabanca bulunuyordu. Oda Torideydi. 20 gün kadar o köyde kaldık daha sonra kendimize yer bulmak süretiyle oradan ayrıldık. Zahoda bir kalede 4 ay gibi kaldık. Orada siyasi ve askeri eğitimimize devam ediyorduk. Daha sonra birimler ve hücre evleri oluşturmak üzere Kuzey Kurdistan a ve TC. metropollerine dönme kararı aldık. Buralarda örgütlenme ve propaganda çalışmalarını yapacaktık. ( Rizgari ve Ala Rizgaricilerin gurubundan oluşan Hevgırtın - PDK ile anlaşamadık tekrar eski partimiz olan PDK ye katıldık. )

Azad Aydın : Yaşadıklarınız çok çarpıcı ve etkileyici. Yerinizde olmak isterdim. Peki Hevgırtın - PDK ile kalan pêşmergelere ne oldu. ( Gülüşüyoruz )

M. A. : Onlar Zavita kampında kaldılar bütün mühümatı ve askeri tesisatı onlara bıraktık. Onların sorumlusu A. Batê idi. Avrupada gelen Hevgırtın - PDK nin yöneticileri Avrupaya döndükten sonra bunlar birer birer dağılmak süretiyle Kimisi Kuzey Kurdistan a ve TC. metropollerine döndüler.

Azad Aydın : Hevgırtın - PDK ye bıraktığınız silahlara ve mühümata ne oldu ?

M. A. : Bildiğim kadarıyla A. Batê ve arkadaşları silah ve mühümatları satıp yediler.

Azad Aydın : Peki bir pêşmerge olarak arkadaşlarınızla bu surece niye mudahale yapmadınız ? Oyunların oynandığı anlaşılıyor. Ne dersiz ?

M. A. : Evet doğru bir tesbit. Hevgırtın - PDK kongreyi kazandığı için yetki ve çoğunluk onlardaydı. Bizde demokrasiye olan inancımızdan dolayı bu surece mudahale etmedik. Biz pêşmergeydik verilen emirlere uymak görevimizdi. Zaten aksi bir davranış yangına kürükle gitmek olurdu. Bizde ayrılmak süretiyle bu sureci kabul etmediğimizi açık bir şekilde ortaya koyduk.

Azad Aydın : Peki kongre sürecinde görev aldınızmı ?

M. A. : Hayır Avrupadan gelen rahmetli Hamreş Reşo ve arkaşları galiba bizden çekindikleri için kongrenin güvenliğini bize değil IKDP nin pêşmergelerine bıraktılar.

Azad Aydın : Çok tuhaf olsa gerek şimdi yerinizde olmak istemezdım. Çünkü bu durumu kabullenemezdim. ( Gülüşüyoruz ) Peki PDK - BAKUR' un bu günkü durumu hakında ne düşünüyorsunuz ?

M. A. : Çok zor bir soru sordun. Cevap vermek gerekirse parti olmaktan çıkmış sadece bir isim olarak vardır. Son 6 yıldır yerinde saymaktadır. Hamreş Reşo nun döneminde kongre kararı alındı. Güney Kurdistan da yer ayarlandı bütün hazırlıklar tamamlandı. Ama maalasef Bayran Ayaz ve gurubu bunu engeledi. Ben en kısa zamanda bir kongre yapılması tarafztarıyım. Her alanda yeniden yapılanmaya gitmek süretiyle 1965 TKDP geleneğinden gelen mucadele ruhunu ve örgütlenme ruhunu partide hakim kılmak olmazsa olmaz kabulündedir.

Azad Aydın : Partide sanırım bir liderlik sorunu var. Sizin kafanızda bir isim varmı ? Veya lider olacak kişi hangi vasıfları taşımalıdır ? Bence genç, çalışan, dinamik, fedakar ve vizyon sahibi olup partinin siyasi ve askeri çizgısine hakim olmalıdır. Ne dersin ?

M. A. : Aslında yerinde bir tesbit. Kafamda isim olarak kimse yok. Ama otoriter politik sorun yaratan deyil çözen örgütleyen kararlı deneten vede partinin, ulusumuzun menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutan olmalıdır.

Azad Aydın : Bize deyerli vaktinizi ayırdığınız için teşekür ederım. Umarım yakında kongerede buluşuruz.

M. A. : Ben teşekür ederim. Eyer aydınlata bildiysem bundan büyük mutluluk duyarım.


Azad Aydın