PARTIYA DEMOKRAT´A KURDISTAN - XOYBUN

PDK - XOYBUN



CUMHURIYET`İN 80. YILDÖNÜMÜ ?


Sitemiz Kûrd ulusal çıkarların nedeniyle îslamî dini'nin faaliyetlere kapalıdır. Bu yazarın bu yazidakî dini yorumlarından dolayı, yazısını yazarlar arşivine aldık.


Rahman, Rahim ve Şedid´ul İqab olan Allah (cc)´ın adıyla:

Cumhuriyet kelimesi arapça kökenli bir kavram olup `cemhere` fiil kökünden gelir. Bir araya toplama manasına gelir. Cumhur yani çoğunluk buradan gelir. Resûl-i Ekrem (sav)'den itibaren (Hulâfa-i Raşidîn dönemi dahil) "İslâm Cumhuriyeti" kavramı hiç kullanılmamıştır. Halbuki "cumhur" kelimesi Arapça'dır. Bati da gelişen "respublica" hareketinden sonra, bu kavram gündeme girmiştir. Bu incelik gözden kaçırılmamalıdır. Bazı Müslüman devletlerin bu kavramı kullanması belki günümüzün bir gereği olarak değerlendirilebilir. Kaldi ki isme değil o ülke´nin adil bir şekilde yönetilip yönetilmediğine bakılmalıdır. Çünkü İslam yönetimin de “adalet” esastır. Müslümanlar, halkın hâkimiyetini esas alan rejimleri değil, insanların rızâsına ve şeriata dayanan hilâfet sistemini savunmalıdırlar. Adil ve her hak sahibini hakkına kavuşturabilecek bir hilafet sistemi!
Cumhuriyet rejimi, başkanlık sistemi ile de temsil edilir. Bu yönetim şeklinde devlet başkanlığı ve başbakanlık yetkileri tek elde (Cumhurbaşkanında) toplanır, ayrıca bir başbakan bulunmaz. Tıpkı bugün Amerika'da olduğu gibi yönetim işi için Cumhurbaşkanına bağlı bakanlar bulunur.

Cumhuriyet düzeni, parlamenter sistemle de temsil edilebilir. Bu tarz Cumhuriyetlerde ise bir Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulunu yöneten bir başbakan bulunur. Yönetim yetkisi başbakan ve bakanlar kurulundadır. Cumhurbaşkanını bu noktada bir yetkisi yoktur. Bugün Almanya ve Fransa’da uygulandığı gibi.

Anadolu topraklarında kurulan TC. Devletini hangi kategoriye dahil edeceğimi şaşırdım doğrusu! Amerikada ki gibi diyeceğim değil. Avrupadaki gibi demek geliyor içimde hiç değil. Olsa olsa tıpkı TC. ´ye has laiklik anlayışında olduğu gibi! Cumhuriyet anlayışı da maalesef Türkiye´ye has. Reisi Cumhurdan tutun TBMM´e kadar herkesin mecburen takip etmek zorunda olduğu bir zorbalık yönetimi. Halkın ise yönetimde asla söz sahibi olmadığı entrasan bir Cumhuriyet devleti. Halkı koyun gibi akıllıları düşman kabul edip saldıran bir kemalist güruhun elinde tutsak olan bir Cumhuriyet. Halkın kendi kendini yönetmesi falan geçmez Türkiye Cumhuriyet rejiminde. Hatırlarsınız herhalde Halkın seçtiği bir Milletvekili olan Merve Kavakçı Hanimefendi’ nin başına getirilenleri. Hani Halk yönetimde söz sahibiydi. Sırf baş örtülü olduğundan dolayı Millet vekilliği elinde alındı. Çok az sesler hariç halkdan kık çıkmadı. Halkın kendi imkanlarıyla yapılan okullara başörtülü kızlar sokulmadı. Imam hatiplerin orta bölümü kapatıldı. Yine maalesef halk yeterince tepki göstermedi. Halkın değerlerine küfredilir, hakları gaspedilir... 80 yıldır tepki göstermez, gösteremez hale getirilmiştir. Halbuki susturulmuş bu halkın uyanması gereklidir. Şayet bu halk bir uyanırsa vay o zaman zalim kemalistlerin haline!..

Şimdi yine aynı tablo. Cumhriyetin 80. Yildönümü sebebiyle verilecek olan resepsiyona başörtüsü düşmanlığından dolayı Mebusların hanımlarının davet edilmemesi Kemalist zihniyetin na kadar Cumhuriyetçi olduklarını göz önüne seriyor. Kadın hakları diye palavra atan bir Cumhr Başkanına siz bunu ne kadar yakıştırabilirsiniz. Onların korkusu kadın değil başörtüsüdür. Ne yapsın garibanlar okullarda bitirmek niyetindeydiler. Lakin şu an her yerde karşılaşabilecek mekanları paylaşıyorlar. Din´e, başörtüsüne tahammül etmelerini nasıl beklersiniz. Laiklik ve Atatürkçülüğe nasıl hesap verecekler yoksa? Tezgahın gerisinde askerlerin ve radikal Kemalistlerin olduğunu hatırlatmaya gerek var mıdır? Bunu hepiniz biliyorsunuzdur.

Olay; bir başka hakikatı ortaya çıkarmaktadır. AKP başkanı ve mensubu mebuslar ne kadar bizim korkularınızla alakamız yok deselerde Kemalistleri inandıramamaktadırlar. Çünkü Kemalistler; ya bunlar takiyye yapıyor diye sürekli endişe icerisindedirler. “Siz onların dinine tamamen girmedikçe asla sizden memnun olmazlar” hükmü ne kadar da manidar değil mı? Kaldıki tamamen kemalistlerin dinine girseniz dahi yine sizlere güvenmezler. Çünkü Bu zihniyet; hasta, kokuşmuş... zulüm zihniyetidir. Kendi elleriyle yönetimlerini size bırakacaklarını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ama unutmayalım ki zulüm üzerine kurulan rejimler asla ebedi olamaz.. Yeterki Onların zulümlerine ortak olmayan ve Onlara karşı hakkıyla direnen erler bulunsun. Kemalistler Cmhuriyetlerinin 80. yıldönümünü kutlasınlar. Islam ve Başörtüsü yapsınlar. Haksızlık ve zorbalığa devam etsinler.

Zulmettikleri, haklarını gaspettikleri halkların uyanmasına vesile olurlar bakarsınız. Kimbilir Belkide TC. 81. yıldönümünü kutlama imkanı bulamayacaktır. Birkaç ay önce Zorba Saddam rejimi vardı hatırlarsanız? Ama tarihe karıştı bildiğiniz gibi. InşaAllah Zorba TC. Reĵimi de 81. Yılına girmeden tarihin çöplüğüne karışıp gidecekdir.

Zulme ve zalimlere karşı direnen ve sabreden bütün mazlumlara selam olsun.



Zakir SÖNMEZ