Wext: Monday, 18.November. @ 07:39:20 CET

Mijar:

Sömürbeci TC tarihinin süresince soygun, sömürü,
yolsuzluk, işkence, yargısız infazlar, faili
meçhullar, talan ve çok yönlü zülüm olgusuylan,
´´vatan millet´´ demogojilerinin arkasına gizlenerek,
çeteci devlet mensupları gününü gün etmekteler.

Yalancı devletin uydurduğu, ekonomik kriz senaryoları
ise, insanları hunharca boğuyor. Her kes çektiği
geçim sıkıntısının derdine düşmüş. Insanlar çalıştığı
kurumlar tarafından, artık çalışma ücretlerini
almaktan güçlük çekiyorlar. Dar gelirli insanlar gün
geçtikçe, büyük bir ruh çöküntüsünün içine giriyorlar.
Insanlar bu yüzden çeşitli cinetler geçirerek anne,
baba, kardeş eşlerini ve hata çocuklarını
üldürüyorlar.
Bu devlet bu sistemleyken, insanların demokratik bir
ortamda sorunlarını çözeceği hayaldır. Insanlar bu
sömürgeci sisteme karşı, mucadele etmeden mucizeler
görmeleri halisnasyondur.

Sömürgeci devletin şimdiye kadar başa gelen
iktidarları, yani yöneticileri gerici, çağdışı ve
barbardır. Cünkü iktidar demokrasiden uzak, Osmanlı
zamanındaki zihniyetlerle vede kanunlarla devlet
içerisinde yuvalanan çeteler tarafında
yenilenmekteler. Başa gelen her yeni yönetim,
kendisinin diğer rakibleriyle çatışıyor. Çatışmanın
ana sebebleri ise, hırsızlık ile talanların
bölüşümünde anlaşmama sorunu oluyor. Yani ganimetleri
paylaşamama sonucunda çıkan çatışmalara kriz adını
veriyorlar.

Her defasında TC devleti leyhinde sokağa
dökülenler,´´Devlet bölünmez, Şehitler ölmez´´
sloganlarını atan tutucu ve gerici işçi, çiftçi, esnaf
kitleleride TC tarafından mağdur edildiklerini
anlayarak birer, birer sokaklara döküldüler. Canlarına
tak eden kitleler bu sefer devlet leyhindeki sloganlar
yerine, devlet aleyhine devrimci sloganlar
atıyorlardı.

Osmanlı Imparatorluğu, sömürgeleştirmek için
savaştıkları ülkelerde, barbarca izlenimler
bırakarak, savaş ganimetlerini elde ediyorlardı.
Maddi anlamda algıladığımız ganimetlerin yanı sıra bir
çok milletin kültür, müzik, tarih, sanat, bilim, dil
ve edebiyat gibi alanlara el atarak sömürü ağlarını
genişletirip geliştiriyorlardı. Örneğin kel oğlan
masalı Türklerin değildır. Bir Kürt masalıdır. Ve
Keçelo olarak adlandırılır.Ben küçükken Keçelo´nun
masalı hakında şu sözleri öğrenmiştım. (Keçelo haqa
maqa, çu înaqa, ket nav fıraqa, pîrê da ber şîmaqa) bu
sözlerin devamını bilen varsa, lütfen sitemize
ulaştırmalarını rica ediyorum. Bir gerçek örnek daha,
bugün konuşulan Türkçe yüzde doksan dokuz (% 99) başka
miletlerin dili Türkçeleştirilmiş olarak konuşuluyor.

Kurdıstan herne kadar uzun yıllar bir çok milletlerin
sömürgesi olmuşsa, Kürtler dil, kültür, sanat ve
edebiyatlarının büyük bir kısmını ve ulusal
benliklerini korumuşlardır. Umarımki biz
Kurdıstan´lılar gibi Konstantinopolis´liler,
Anatolia´lilar, Pontos´ lular da ulusal uyanış içinde
olurlar. Önümüzdeki on yıl içinde direniş
komiteleriyle kendilerini göstermeleri biz Kürtleri
mutlu eder.

TC devletinin geleceği göz önündedir. Son zamanlarda
ABD´NIN savaş için geliştirdiği, savunma projeleri
gereği, kendi stratejisini değişeceğinden dolayı, TC´
nin yaya birakacaği ihtimali büyüktür. Fakat natonun
ihtiyacı gereği, Güney Kore gibi ülkelerde, Birleşmiş
Milletler gücü için asker bulundurmakla, ancak TC ´yi
ardiye işlerde kulanırlar. Yani TC geçici zamanlarda
sınırlı olrak, jandarmalık gibi işlerde ön planda
tutula bilirler. Dünya güçleri TC´ye fazla kan
verirlerse, Vanpir olan Osmanlı atalarının ruhları,
canlanıp Türklerin bedenlerine girer. O zaman eyvah
dünyanın canına...
Globallaşmaya gelince, Avrupa Birliği çok temkinli
olması lazım Çünkü Türklerin Osmanlı döneminden beri,
dünyayı Türkleştirme politikalarını göz önünde
bulundurmalılar. Bu günkü 7 Türki cumhuriyetinin
varlığı, doğu Avrupanın Osmanlılarla olan tarihsel
çirkin bağının hatırlanması gerekir. Türklerin büyük
hayali olan 17 Türki Cumhuriyeti, Pan-Türkizmciliğin
dünyada hotlanacağını göz önünde bulundurarak,
Avrupalılar aralarında Türkleri dıştalamaları
gerekiyor.

Ben sömürgeci TC devletine diyorumki tarihinizin
kritik bir noktasındasınız... Ey barbarlar uçurumun
kenarında olduğunuzu hisediyormusunuz. Atığınız son
adımlarınız sizi kuyunun dipsiz boşluğuna
düşüreceğinden eminsiniz. Ben eminım...

Bilindiği gibi dünyada, haksız olan işgal savaşları
vede haklı olan kurtuluş savaşları vardır. Millatan 3
bin yıl önce atalarımızdan, bize miras kalan ülkemiz
Kurdıstan´ın kutsal toprakları, bir kaç kere çeşitlt
milletler tarafında işgal edilmiştır. O dönemlerdeki
atalarımız bir çok serhıldanlarla, kahramanca
savaşmışlar. Bizler o dönemlerdeki atalarımıza yakışır
bir şekilde, bu gün çağın bir çok teknik ve
teknolojisinden faydalanarak, ülkemiz Kurdıstan´ı
sömürgecilerden arıdırmamız lazım...

Amansız ve barbar olan sömürgecilerimize karşı, tüm
Kurdıstan´lı parti, örgüt ve şahsiyetleri, sizleri
itifaklarla topyekun mucadeleye davet ediyorum. Ey
Kurdıstan´lı Kürt anne ve babalar, gelecekte
Kurdıstan´ı sömörgecilere karşı savuna bilmek, dünyada
yok olmama vede azınlık tanımından kurtulmak için
sizleri daha çok çocuk yapmaya davet ediyorum.
Sevgili okurlarım belkide bir çok yazımda benzerlik
görürsünüz. Ne yapayım çünkü 100 yıllar, boyunca
ülkemiz sömürgedır...

alicahitkirac@yahoo.de 18 .11.02